Cuma

Yürüyüş Patikası...

Olayların üstünden zaman geçtikten sonra onları etrafa komik bir şekilde anlatmaya başlıyorsun.Sanki canını hiç yakmamışlar gibi.Sanki o zamanda dalganı geçmişsin gibi.
Ama çoğu hikaye böyle değil.Çoğu acıklı.Hem de o kadar acıklı ki.
Mesela o gün çok sevdiğim zamanın da delicesine aşık olduğum çocukla yolda karşılaştım.Kaçacak yerimiz yoktu.Ağaçlık bir yerdeydik.Normalde kaçardık birbirimizden.Ben ya da o gördüğümüz ilk sokaktan dönerdik.Ama o gün kaçacak yer yoktu.Bir birimize baktık.Saniyeler sürdü.Daha sonra kafalarımızı önümüze eğip geçtik.Geçtikten sonra dönüp baktım.O dönmedi.Ben onun arkasından bakakaldım.Yolun ortasında tek başıma kaldım.Kalbimdeki o sızının hiç geçmemiş olduğunu gördüm.Arkasından bakarken her an yeşilçam filmlerindeki gibi bir anda arkasını dönmesini daha sonra yanıma koşarak gelmesini.O çınar ağaçlarının altında ,ormandaki yürüyüş patikasında beni kucaklamasını daha sonra yıllardır beni sevdiğini söylemesini bekledim.Daha sonra o efsanevi öpüşmeyi yapacaktık ve bizim hikayemiz son bulacaktı.Ama öyle olmadı.
Ben onun için hiç önemli olmadım o yüzden o an bana gelip beni sevdiğini söylemesi bile hayalin ötesiydi.Benim için 'Belki bir gün bir kız kıskandırmak isterim.Elimin altında bulunsun' diye bile demedi.Beni gördüğünde hep yolunu değiştirdi.Arkadaşlarıyla benden bahsederken hep dalga geçtiler.Bense yıllar boyunca hep ondan bahsederken aşıktım işte diye bahsettim.O yolda yürüyüp gittikten sonra beni hiç düşünmedi.Bense eve gidene kadar kendime gelemedim.
Beni sevmedi sevdiği asıl kişi benim en yakın arkadaşımdı.Ona delicesine aşık oldu.İlişkilerini bana açıkladıklarında Kurban bayramının ilk günündeydik.Sabahın köründe söylediler.Telefondan mesajla.İkiside ona aşık olduğumu biliyorlardı.Sabahın erken saatlerinde öğrenince başta anlayamadım.Sonra elime Cecelia Ahern'in Keşke Beni Görebilsen kitabını aldım.Bitirmeme rağmen sonunu tekrar okudum.Aslında okudum diyemem sadece sözcüklere baktım.Sonra ağladım.Çok ağladım.Bildiğim bir sondu ama kabul etmek istememiştim.Arkadaşımın bunu yapacağını düşünmemiştim.Sevdiğim çocuğu en yakın arkadaşımla kaybedeceğim aklıma gelmemişti.Sonra annem geldi.Niye ağladığımı sorduğunda da kitabı gösterdim.Normaldi.Başka verecek cevabım yoktu.
Sakinleşince kalktım.Üstümü değiştirdim.Makyajımı yaptım.Aile ile bayramlaşmaya gittim.Babaanneme kadar çok iyi dayandım.Gülümsedim,herkese iyi olduğumu söyledim.O kadar zordu ki.Aslında içim parçalanıyordu.Kendimi çok kötü hissediyordum.Etrafı yakıp yıkasım vardı.Ama sadece gülümseyerek baş salladım söylenilenlere.Oraya geldiğimde babaannemin bakışları her şeyi anlar gibiydi.Dayanamadım.Kavurmaları yiye yiye ağladım.Hem yedim hem ağladım.Makyajımın bozulmasına aldırmadım.Kim ne düşünür aldırmadım sadece ağladım.
Sonra eve gittim.Telefonuma baktım.Mesaj veya arama yoktu.Kafamı yastığa gömdüm.Sabah uyandığımda çok büyük bir acı hissettim.İlk aşk acısı en kötüsüdür.
O günden sonra asla bir erkek için ağlamadım.Ne zaman çok sevsem korktum.Hep en yakın arkadaşlarıma daha az güvendim.Çünkü ilk kırgınlıklar unutulmuyor.
İşte bu hikayeyi çok daha güzel anlatabilirsiniz.Ama ben anlatmak istemiyorum.Beni nasıl ağlattıklarını hiç unutmak istemiyorum.