neler kaldı elimde ve neler kalmadı, neler kalmak istedi de vurduk bir bir solundan artık bunlar konuşulmalı.
bi kere kocaman bir enkazın altında kaldım, şu sesimi kimse duymadı. sözde beni koruyan kanatlarının altında kaç gece kendimi bitirdim senin kılın kıpırdamadı. yürüyerek altından çıktığım 10 ayın acısını halledebildin mi diye dönüp kimse sormadı. elimde kalmayanlar arasında üstümde parçaladığın kanatların var.
bir sevdayı birlikte bodruma kapattık ve anahtarını kaybettik. birlikte bir sevdanın çok afedersin amına koyduk, katilleri olarak görüyorum ki şimdi mutluyuz. biz bu kalpleri aldık birbirine tokuşturduk ve farklı yolların rotasını tuttuk. şimdi elimde kalmayanlar arasında birbirimizin üzerinde artık var olamayan ölü haklarımız var.
sen bir yalvarışı elinin tersiyle selamladın, bu artık sadece senin sorunun. sen bu kalbi ezip geçerken hatırlatayım paşa gönlünün geri dönmeye niyeti hiç yoktu. benimle arana ördüğün duvarlara çarparken ben kulaklarında bangır bangır dinlediğin müzikler umarım hayatın boyunca kör bi lanet gibi çalar durur. elimizde kalmak isteyen ortak hayatı tam solundan acımadan vurdun. bunun sorumluluğunu almıyorum.
gidemediğim yerlerin başında arnavut kaldırımlı sokaklar var güler misin ağlar mısın ben ağlamaktan yanayım.beni beklediğin sokağın acısı bitti biraz bununla avunayım.
elimde kalamayanların toplamı kocaman bir sen ediyor, elimde kalanlarsa anlatılacağına dair söz verilmiş bir masal ve eski bir kitap, allah kahretsin ikisi de sen kokuyor.
Ben hep Külkedisi
Bugün de canım sağ olmadı.
Çarşamba
keşke üzgün olsaydım ama kızgınım. en başta kendime ve sonra geri kalan her şeye. kaç mevzuyu bitirdim montumun fermuarına dala dala ve kaç mevzunun da hesabını sormadım saygımdan yaşanmışlıklara.
balon gibi şişirip hayal kırıklıklarımı, kulağımın dibinde patlattılar. içime attıklarıma yem oldum gecelerce, yediler, yediler de doymadılar. yaptığı her yanlışın, yaktığı her santimin farkında olup elindeki suyu içenlerle imtihanım. söylemek istediğim ne varsa yorganımın kılıfına sakladım. nasılsa duymayacaklara, hali hazırda hissedilmiş önemsiz duygularımı çok isterdim açmayı. bazı sözler matkap gibi girip delerken gülümsedim. içimde delinen her organın zararını yine içime ağlayarak ödedim. acımasız insanların sadece atan kalplerine yeri geldi bi hafta sonumu yeri geldi 3 ayımı hediye ettim. giden senelerimin hakkı zaten helal değil.
buz tutan cam sileceğinden farkım yok şimdi. kimseye anlatamadım sevginin kalpte bittiğini. bana yapılan tüm kötülüklerin komple kaynakçasıyım. doğru zamanlarımın hepsini yanlış insanların egosuna meze yaptım. velhasıl en çok kendimi sevemiyorum artık.
"ben bu cesareti buna ne zaman vermişim" deyip zamanını hatırlıyorum. kendim için çok radikal kararlar alıp hepsini üst üste koyup tavandaki kancaya yol yapıyorum. hayatımdaki herkese asla vazgeçilmeyecek birer şaheser olduklarını hissettirip içimden teker teker hepsini alnının ortasından vuruyorum.
en çok kendini sevmeyen kadından korkmanız gerektiğini size en çok sevmediğiniz kadınlar öğretecek. her gece vicdanınız tarafından dürtülerek uyandığınızda dilediğiniz sabra yetkili mercii nah çekecek. insanı üzmek kolaydır, hepiniz kolaycısınız ama hepinizi benim gibi içi beton olmuş kadınlar mahvedecek.
yetkili merciinin kolaylık vermesi dileğiyle.
balon gibi şişirip hayal kırıklıklarımı, kulağımın dibinde patlattılar. içime attıklarıma yem oldum gecelerce, yediler, yediler de doymadılar. yaptığı her yanlışın, yaktığı her santimin farkında olup elindeki suyu içenlerle imtihanım. söylemek istediğim ne varsa yorganımın kılıfına sakladım. nasılsa duymayacaklara, hali hazırda hissedilmiş önemsiz duygularımı çok isterdim açmayı. bazı sözler matkap gibi girip delerken gülümsedim. içimde delinen her organın zararını yine içime ağlayarak ödedim. acımasız insanların sadece atan kalplerine yeri geldi bi hafta sonumu yeri geldi 3 ayımı hediye ettim. giden senelerimin hakkı zaten helal değil.
buz tutan cam sileceğinden farkım yok şimdi. kimseye anlatamadım sevginin kalpte bittiğini. bana yapılan tüm kötülüklerin komple kaynakçasıyım. doğru zamanlarımın hepsini yanlış insanların egosuna meze yaptım. velhasıl en çok kendimi sevemiyorum artık.
"ben bu cesareti buna ne zaman vermişim" deyip zamanını hatırlıyorum. kendim için çok radikal kararlar alıp hepsini üst üste koyup tavandaki kancaya yol yapıyorum. hayatımdaki herkese asla vazgeçilmeyecek birer şaheser olduklarını hissettirip içimden teker teker hepsini alnının ortasından vuruyorum.
en çok kendini sevmeyen kadından korkmanız gerektiğini size en çok sevmediğiniz kadınlar öğretecek. her gece vicdanınız tarafından dürtülerek uyandığınızda dilediğiniz sabra yetkili mercii nah çekecek. insanı üzmek kolaydır, hepiniz kolaycısınız ama hepinizi benim gibi içi beton olmuş kadınlar mahvedecek.
yetkili merciinin kolaylık vermesi dileğiyle.
unutmak istediğim her şeyi her gün bütün yeni olmuşluğuyla yaşayıp ağlamayı keşfettiğim o ilk andaki gibi ağlıyorum. her gece öldürüp uyuduğum adamı her sabah başucumda yeni doğmuşluğuyla buluyorum.
Ben diyorum seni bitirdim.seni yaktım kül ettim.senin ne işin var hala burada?
bütün yüzlere kendini yapıştırmaya utanmamış diye düşünüyorum. utandığı çok az şey vardı. göz göze 1 kere denk geldik ama ne denk gelmek, beni alıp bir çocuğun içine neşe diye koymuşlardı. bir yüzü kendi yüzümden daha iyi nasıl bilirim diye sorup, kirpiklerine kalbimden atışlar armağan ediyorum -ki kalbimin atışları bir kere bile umrunda olmamıştı
ben diyorum seni taşlara bağlayıp yamaçtan aşağı yuvarladım, çünkü öyle yaptım. bütün gülüşlerini söküp ciğerimden başkalarının mutluluğuna kattım, senin diyorum ne işin var burda?
bir başka aşkın acısını evladı bilen adam ne güzel itekledi bütün gerçek aşıklarını elinin tersiyle. elinin üstündeki damarlara değen kalbim kendini parçalara bölüp teker teker atmaya devam etmişti. öldürücü bütün hamleleri yapar ama öldüremezdi. ben ki bütün ölümsüzlüğü içmişim onun gözlerinden, bakışlarıyla asarım kendimi de yine ölmem.
ben diyorum seni köşelerinden yaktım, çünkü öyle yaptım. senin ateşini söndürüp içimde başka meşalelere kıvılcım yaptım , senin diyorum ne işin var burda?
bütün unutmuşluğun her zaman hatırlanan her anıyla kendime kurmacalar yazıyorum. sen de beni sevmişsin mesela sadece bi an, ben bunun verdiği umutla her gün kendimi öldürüyorum.
ben diyorum beni alıp her gece kornişlere astım, çünkü öyle yaptım. bütün boşa giden sevgimi söküp kalbimden oyuncak bebeklerimin göğüslerine tıktım.
benim diyorum hala ne işim var sende?
Ben diyorum seni bitirdim.seni yaktım kül ettim.senin ne işin var hala burada?
bütün yüzlere kendini yapıştırmaya utanmamış diye düşünüyorum. utandığı çok az şey vardı. göz göze 1 kere denk geldik ama ne denk gelmek, beni alıp bir çocuğun içine neşe diye koymuşlardı. bir yüzü kendi yüzümden daha iyi nasıl bilirim diye sorup, kirpiklerine kalbimden atışlar armağan ediyorum -ki kalbimin atışları bir kere bile umrunda olmamıştı
ben diyorum seni taşlara bağlayıp yamaçtan aşağı yuvarladım, çünkü öyle yaptım. bütün gülüşlerini söküp ciğerimden başkalarının mutluluğuna kattım, senin diyorum ne işin var burda?
bir başka aşkın acısını evladı bilen adam ne güzel itekledi bütün gerçek aşıklarını elinin tersiyle. elinin üstündeki damarlara değen kalbim kendini parçalara bölüp teker teker atmaya devam etmişti. öldürücü bütün hamleleri yapar ama öldüremezdi. ben ki bütün ölümsüzlüğü içmişim onun gözlerinden, bakışlarıyla asarım kendimi de yine ölmem.
ben diyorum seni köşelerinden yaktım, çünkü öyle yaptım. senin ateşini söndürüp içimde başka meşalelere kıvılcım yaptım , senin diyorum ne işin var burda?
bütün unutmuşluğun her zaman hatırlanan her anıyla kendime kurmacalar yazıyorum. sen de beni sevmişsin mesela sadece bi an, ben bunun verdiği umutla her gün kendimi öldürüyorum.
ben diyorum beni alıp her gece kornişlere astım, çünkü öyle yaptım. bütün boşa giden sevgimi söküp kalbimden oyuncak bebeklerimin göğüslerine tıktım.
benim diyorum hala ne işim var sende?
10 paragraf
bitişimin ardından sana bakıyorum.bir kez daha seni görmek için yanıp tutuşan gözlerimi organ mafyasına bağışlıyorum.senin peşinden koşmaya çalışan ayaklarımı küçük bir çocuğa oyuncak niyetine veriyorum.ellerini bir kez bile düzgün tutamamış beceriksiz ellerimi her gün bankta uyuyan kedilere yem ediyorum.Seni seven kalbimi söküyorum alıp masaya koyuyorum artık kimin olduğu beni ilgilendirmiyor.
mükemmel kilit anahtar uyumunu bulmuş gibiydik.Sonra kilidi köprüde kilitli bıraktık.geri kalan kilitlerin hepsini açtık.Anahtarı sonu olmayan denizlere attık.denizler kirlensin bize ne.kaç asır zaman sonra o kilit ve anahtar birbirini bulur bunu ben göremem.Sende görme.
benim canım yanmadı.ben senin kor ateş olduğunu bilerek geldim yanına.acı kayıplarımız oldu hiç konuşmadık.biz zaten hiç konuşmazdık.yürüdük mesela bir gün toplam 10 cümle kurulmuş yolda.9u bana ait.her lafın sonunda seni seviyorum demek isterdim ama dinliyor muydu beni ondan bile emin değildim.Bana her lafın sonunda canın sağolsun dedi ama bunu bir kenara koyalım. Sorsan canım hiç de sağ olmadı.
vazgeçişim bir hikayesi var ki yatağımın içine sakladım.vazgeçişimin bir de yarası var onu yatağın altına sakladım.bir daha işimize yaramayacak ama atmaya kıyamadığımız her şey gibi onu da yatağın altına sakladım.
acı eşiğime çadır kuran anılar var.onun başkasını sevişini seyrettiğim gibi misal.hangi acı eşiğinin karesiyim bilmiyorum.
bir duygunun bitme anını düşünelim biraz.bir şeyden bir histen bir kişiden vazgeçilen o anı.hayatı bıçak gibi ortadan bölen o an bende mevcut değil.o bıçağı bilediler benimle bu acının tarifi mümkün değil.
birisi geliyor geriden siz yürürken.kısa bir süre sizinle yürüyor.bu daimi sanıyorsunuz.işte ondan sonra beni geçtiği her adımda öldüm.
vazgeçiş hikayeleri hep sizin yazdığınız kadar olacaktır avucunuzun içinde.vazgeçişlerinizin anıları ve yaraları nerede ben bilemem.
vazgeçişimin bir yarası var yatağımın altına güzelce sakladım.
vazgeçilişimin bir salisesi bile yok bu hızla bir hayat adadım bakın bu en güzel.
size iyi geceler çünkü bende bitti.
mükemmel kilit anahtar uyumunu bulmuş gibiydik.Sonra kilidi köprüde kilitli bıraktık.geri kalan kilitlerin hepsini açtık.Anahtarı sonu olmayan denizlere attık.denizler kirlensin bize ne.kaç asır zaman sonra o kilit ve anahtar birbirini bulur bunu ben göremem.Sende görme.
benim canım yanmadı.ben senin kor ateş olduğunu bilerek geldim yanına.acı kayıplarımız oldu hiç konuşmadık.biz zaten hiç konuşmazdık.yürüdük mesela bir gün toplam 10 cümle kurulmuş yolda.9u bana ait.her lafın sonunda seni seviyorum demek isterdim ama dinliyor muydu beni ondan bile emin değildim.Bana her lafın sonunda canın sağolsun dedi ama bunu bir kenara koyalım. Sorsan canım hiç de sağ olmadı.
vazgeçişim bir hikayesi var ki yatağımın içine sakladım.vazgeçişimin bir de yarası var onu yatağın altına sakladım.bir daha işimize yaramayacak ama atmaya kıyamadığımız her şey gibi onu da yatağın altına sakladım.
acı eşiğime çadır kuran anılar var.onun başkasını sevişini seyrettiğim gibi misal.hangi acı eşiğinin karesiyim bilmiyorum.
bir duygunun bitme anını düşünelim biraz.bir şeyden bir histen bir kişiden vazgeçilen o anı.hayatı bıçak gibi ortadan bölen o an bende mevcut değil.o bıçağı bilediler benimle bu acının tarifi mümkün değil.
birisi geliyor geriden siz yürürken.kısa bir süre sizinle yürüyor.bu daimi sanıyorsunuz.işte ondan sonra beni geçtiği her adımda öldüm.
vazgeçiş hikayeleri hep sizin yazdığınız kadar olacaktır avucunuzun içinde.vazgeçişlerinizin anıları ve yaraları nerede ben bilemem.
vazgeçişimin bir yarası var yatağımın altına güzelce sakladım.
vazgeçilişimin bir salisesi bile yok bu hızla bir hayat adadım bakın bu en güzel.
size iyi geceler çünkü bende bitti.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)