Salı

bir neden lazım, "ben buraya neden geldim"e bir gerekçe, neden güvenmiyorum, neden sevmiyorum, bu izleri hangi tırnaklar bıraktı kalbime, bugün uyanıyorsam kendimi bulmuş ve bir duvarın içine hapsetmiş şekilde, kimlere yıktım kendi duvarlarımı kendi ellerimle yüzbin kere hatırlamam için bir neden gerek.
bir gün inancımı kaybettim, alıştım, umudumu kaybettim, alıştım, sevincimi kaybettim, alıştım, sevgiyi kaybettim, alıştım, tek tek bütün organlarımı kaybettim, alıştım ama asla unutmadım. hepsinin yerine başka bir gün nefreti kazandım, alıştırdım, kini kazandım, alıştırdım, öfkeyi kazandım, alıştırdım herkesi ama asla af dilemedim.

bugün bu duvarların içinde kinimle nefretimle aynı masadaysam bu herkesin eseridir. siz bütün bunlara rağmen affedin isterseniz 

sen, ciltlerce anlatabileceğim şimşek çakması hızında gelip geçen hissin kaynağı, ben, sendeki topraklanmaya feda olan doğa olayı.

söylediklerim, diyorum, söyleyemediklerimi çantasına tıktı. çok şey anlatıp hiçbir sonuca varamayışımın sanki 75.yılı. bir devri açıp kapatmak bir kaç saat, yarası kaç asır sürer korkma ödetmem hesabını.

anlattıklarımı anladın mı bilmem, ben senin anlattıklarını camdan attım, hergün arkasından atlayıp ölmüyorum. bir şeyleri öyle havada bıraktık nedense düşeceğini düşünmüyorum.

bir şeydin sen bana bu sırrı çok iyi biliyorum. ben hiçbir şey değilim hala sana kulaklarının sağırlığında boğuluyorum.
bi ara aklıma geldin
nasıl ölmüyorum hayret.Gün geliyor bir şarkı silahı oluyor insanın ,kahvaltıda gözlerin doluveriyor,bir çizgifilm karakterinin sesine gülerek ölüyorsun aniden,hep senin olacak sanıyorsun hayret.Hepsine ayrı şaşkınlıkla bakıyorum.
her seferinde daha derinden bir yara açıyorsun,kaybımız çok ama ölmüyoruz.yeterince ölmedik daha.Her gün kendimi balkonlardan bırakıyorum ölmediğim her sefer için seni bir kez daha seviyorum.
her gece yastığa başımı koyduğumda seninle geçirmediğim her dakika için köpek gibi pişmanlık duyuyorum.seni biliyorum şimdi gidiyorsun.Gitmelere ben alışkın değilim bunu da biliyorsun.Her adımda ölüyorum sen benim gülümsemelerime denk geliyorsun.
hayat nasıl devam ediyor bende durdu.her adımda beni silip süpürdüğün yollar sana kalsın,üzülmelerini bana yolla nolur

Perşembe

kim bilir kaç günü diğer günlerin arkasına ekledim beklerken gelmesini buralardan nerelere yol olur.Bilirdim gelmeyeceğini ama o iki kelime kaldı benim içimde bi tek ona üzülürüm.dedim kalsın böyle sanki bir filmin ortasında elektrikler kesilmiş gibi.Bir son olmasın bizde.Yıllar sonra tamamlanmak üzere beklesin o iki kelime içimde.

onunlayken hiç gelmeyecek yazların hayalini kurdum ama bende 12 ay kara kış.Donuyoruz soğuktan ama bakışı ısıtıyor ya içimi yaşıyoruz işte.Bir sarılsa gelirdi bütün yazlar kapımıza mevzu bu kadar basitti aslında ama konusu dahi geçmedi.

idare ettim hep içimde bu kırgınlığı ama nereye kadar.Bazen gelmesini dilerdim geceleri ama sorsan o hep burdaymış zaten ben görmemişim.Görmesemde hissederdim seni diyemedim çünkü beni duymayacak kadar uzaktaydı zaten.


yolun bundan sonrasını tek başımıza yüreyeceğiz.

seni insanların seveceğini sanıyorsan yanılıyorsun.Bu gün asla benimle bir daha yanyana oturamayacağı kanepede kendimi parçalara böldüm sorsan hiç haberi yok.Ne kadar sevdim ve daha sonrasında o kadar nefret ettim ki bunun da sonu yok.kaçmak için koştum ve koştum hep bilmezdim ki en sevdiği şekil çembermiş.Kendimi yine beni sevmediği kanepede buldum.

Belkilerle hiç bir yere varamayacağız.

belki fazla insaniyet aradığım içindi bütün yaşanmışlılarımız.Belki içinde iyi bir insan görmeye o kadar odaklandığımdan kendisini göremedim.Belki hiç birinin tek bir anlamı bile yoktu bu da burda dursun.Kendimi gece pencere pervazlarına dayanmış bulurken hatırlamam umuduyla.


artık kedim kucağımda uyuduğunda bence beni seviyor totemini yapamadığım için ona kızgınım.bizim oturduğumuz rahatsız sandalyeli çay bahçesine kırgınım.yürüdüğümüz sokaklara kırgınım.bensiz yürümeye devam ettiğin için sana iki kere kırgınım.asla gitmeyeceğimiz sinema filmlerine kırgınım.en çokta bana hissetmediğin sevgiye kırgınım

hayallerim var hiç bir yere koyamıyorum.o kadar yalnızım ki kimseye gel yanışımı gör diyemiyorum.hayatımı kendi istediğimle bile isteye kaçırıyorum.şimdi bunun sorumlusu kim?ben olurum.

çok sevdiğin ama artık sana uymayan ayakkabı gibiydi.Çok denedik ama yollar bozuktu,biz iyiydik.sanırım bundan sonra yolun geri kalanını yürümeyeceğiz.