Her gün daha fazla...
.Çok yalnızım.
Diyorum ki ihtiyacım olan tek şey aşk.Kalbimin küçük serçenin kalbi gibi titremesi.Aklımın gökyüzüne uçması ruhumun hafiflemesi.Yolda yürürken düşünüyorum bunları karşımdan gelenin gözlerine bakıyorum bana haklı olduğumu söylemesi umuduyla.İçimden bağırıyorum hayatımda bu kadar haklı olduğum bir zaman daha olmayacak.Oysa anlamıyor ama siz anlarsınız.
Aşk dememe rağmen yalnızlığı seçiyorum bir kez daha.Belkide en son kalbimi kapadığımda kim çalarsa çalsın açmamalıydım.O soğuk buzları kırıp içeri kimseyi almamalıydım.Sırf o üşür diye içimdeki her şeyi yakmamalıydım.Yalnız kalmalıydım her zaman ve daima.
Yalnızlıklardan tuğlaları olan bir duvar örüyorum etrafıma.Öyle öykülerdeki prenslerin geçebileceği küçük çitler gibi değil.Kimsenin geçemediği dikenli tarlalar gibi.Benim bile çıkmaya kalktığımda korktuğum
Labirentler yapıyorum sonu gelmeyen her sağa döndüğünde seni çıkmaza götüren sola döndüğünde başa gittiğin.Çıkışı olmayan yollar çiziyorum kendime sırf korunmak için.Kapılar koymuyorum hayatıma.Benim bile bilmediğim sözcüklerle açılan kapılar.gün gelip birinin seni seviyorum demesiyle açılacak labirentlere dikenli tarlalara gerek kalmayacak kapılar koymuyorum.Çünkü buraya giriş yok.Olmayacak.
Bu herhangi birinin yaptığı yaralardan saklanmak veya gerçeklerden kaçmak değil.Bu ailemin beni getirdiği nokta değil.Bu eskilerin bende yarattığı acı değil.Bu benim kendi içimdeki yalnızlığımın dışa vurumu.Bu benim hayattan kendimi koruma yolum.Bu benim alaycılığım.Bu benim aşka olmayan inancım.Anlarsınız ya.
Siz hep anlarsınız.