Pazar

Babam Kadar Haklıydı

Öyle işte bana kalsa gitmezdim bi yere.Onun olmadığı bir yere gitmezdim.Eminim ki ona da zamanında sorsanız o da gitmem derdi.Sensiz kalamam derdi.Şimdi başka şehirlerdeyiz bu ne kadar ironik değil mi?

Günlerdir eskileri anlatıp çocuk gibi ağlıyorum.Gözümün önüne geliyor onun beni sevdiği zamanlar.Bazen mimiklerini,sesini,bana baktığı an ki gözlerini unutuyor gibi oluyorum panikliyorum.İçimi bir korku alıyor.Ben seni nasıl unuturum.

Bir keresinde demiştim 'o kadar az konuşuyorsun ki ben çok konuşuyor gibi kalıyorum' bana gülmüştü.Şimdi hiç bir şey demese de olur.Ben sonsuza kadar konuşurum ona sorun değil.Anlatacak çok şeyim var.Ama ona anlatılacak şeyler.Başkasına anlatamadığımdan susuyorum hep.Mutsuz zannediyorlar.Yok değilim.Sadece içimdeki anlatılacaklar sadece sana.

Ben sana hediye olarak bi kuş resmi vermiştim.Sen alıp saklarım demiştin.Senden sonra kimseye yapmadım ben kuş.O zaman bana bir sanat gibi gelmişti.Aslında olan bir hiçlikten yapılmaya benzetilmeye çalışan şekillerdi.Sanırım bende seni kuş gibi yaptım.Seni beni sevebilen birine çevirdim.Olmadı.Uçamadın.

Sallansam sallanan sandalyede saatlerce oturur mu yerine kalbimin kırıldıktan sonra yerleştirilmiş parçaları çünkü eksiklikleri var hissediyorum.Tam ortada.

Unuttum hepsini bir günde.Kafamda çaldı bir jenerik sanki başlıyor gibi yeni bir dizi.Yeni bir hayat başlıyor sandım aslında.Sonra babam dedi ki'Hayatına birisi girer işte o zaman hayatını ondan öncesi ve sonrası diye ayırırsın'Sonra fark ettim kafamda çalan o şarkıyı.Sanki senin gitmenin ardından çalan bir cenaze merasiminin müziğiydi.

Bütün boşverilmişliklerin,bütün umursamamazlıkların,bütün başlanamamış başlangıçların bahanesi oldum.Asla yüzüme 'bahanesin' demediler sağ olsunlar,yüzüme bakmadı çünkü bunun içinde canları sağ olsun.Son cümleden emin değilim.

Unutulanlar hatırlandı bugün.Postane sıralarında,çamur birikintilerinde,küçük bir kızın oyuncak bebeğine söylediği ninnide,sevilip sevilmeyen bir insanın gözlerinde...Sonra sıralarca anılar geldi birer birer gözlerime ben yine aralarından seni seçtim.

Yeterince seversem geri dönersin zannettim.Ama senin geri dönmen için gereken eşiğe hiç ulaşamadım.Belki benim sevgim bu kadardı ama sen daha fazlasını istedin.Bunu bi düşün.

Yürüdüm bir yolda.Onun bastığı yerlere basmaya özen göstererek yürüdüm.Onun baktığı yerlere bakıp gülümsedim.Bu ne demek biliyor musunuz?Bunu bilin.

Bu sensizlik sana olan bütün öfkemi söndürüyor,bütün nefretimi kişilere özel açılmış yaralarıma gömüyor.O kadar istenmedim ki istenmeyi unutulmuşlukla yaşamayı öğrendim.

Yandığım gibi yansaydınız anlardınız beni kül olmanın hiç bir değeri olmayan bir yerde.Unutulmuşlukların ortasında.Ama mevzu neydi biliyor musunuz?Mevzu çok basitti.Kalbime bir bardak su dökseydi yemin ederim yaşardım.


Aşklarımız seviyor sevmiyor yapılmış bir papatyanın yaprakları gibi orda burda.Son yaprak sevmiyor.

Son yaprak sevmiyordu.Eğer onu o an kabul etseydim bakmasaydım gözlerine bu kadar yorulur muydum?Bu kadar uğraşır mıydım bulduğum her sivri hayatla kalbimdeki ismini kazımayı?Bunun cevabı onun kadar yok.

Son yaprak sevmiyordu.Bir fal ilk defa babam kadar haklıydı.